Verilen zam oranı memur ve öğretmen maaşlarını açlık sınırına çekmiş, bu durum eğitim çalışanları arasında tepkiye neden olmuştur. Akabinde eğitim çalışanlarının maaşları az çok belirmiş ve uzman öğretmen başöğretmen ile öğretmen maaşları arasında uçurum olduğu dikkat çekmiştir. Kariyer basamakları sisteminin sonuçları aynı işi yapan öğretmenler arasında ciddi maaş farkları olarak karşımıza çıkmış durumdadır. Eğitim Gücü Sen olarak defalarca ifade ettiğimiz gibi bu durum çalışma barışını ciddi anlamda tehdit etmiştir.
Uzun süredir dünya gündemini meşgul eden ekonomik koşullar ülkemizde de enflasyon oranına beklenenin üstünde gerçekleşmesine neden olmuş, bu durum öğretmen maaşlarının ve alım gücünün düşmesi olarak karşımıza çıkmıştır. Alım gücü düşen öğretmenler maaşlarını kira, faturalar ve zorunlu ihtiyaçlarla harcarken bir yandan da sürekli borçlandıklarını beyan etmektedir. Öğretmenin ekonomik koşullar altında refah düzeyinin düşmesi, iş hayatında da strese neden olmaktadır. Öğretmenlerimizin ekonomik koşullara bağlı stres faktörleri ile iş verimlerinin ve mesleki doyumlarının düşmesi, eğitimde istediğimiz kalite düzeyine ulaşmak için bir tehdittir.
Bu ekonomik koşullar içinde memur ve eğitim çalışanlarının maaşlarına %30 zam demek, memuru ve eğitim çalışanlarını açlık sınırına mahkum etmektir. Eğitim çalışanlarının her türlü sorunda olduğu gibi ekonomik problemlerinin çözümü için de gerek sahada gerekse hukuki boyutlarda gereğini yapmaya çalışan Eğitim Gücü Sen olarak %30’a tepki vermek için 9 Ocak 2023’te iş bırakma eylem kararımızı uyguladık.
Günümüz şartlarında yoksulluk sınırı 26.000 lira olmuşken, eğitim çalışanlarının masşlarının açlık sınırına mahkum edilmesine karşı eğitim çalışanlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha beyan ediyoruz.