Asrın Felaketini Yaşamak Yeterli Mazerettir, Depremzede Öğretmene Şartlı Tayin Haksızlıktır

En kısa ay diye bilinen Şubat ayı, bu yıl kısa günlerine asrın felaketini sığdırdı. Ülke olarak tarihimizin en travmatik olaylarından biriyle karşı karşıya kaldık. Felaketten doğrudan ya da dolaylı etkilenenler olarak derinden sarsıldık.

Felaket sosyal, maddi ve ekonomik kayıpları beraberinde getirdi. İnsanlara çaresizliği yaşattı. Her şeye rağmen, içimizde umut ve bir şeyler yapma çabası vardı. Bu çabalar toplumsal ya da bireysel olarak karşımıza çıkabiliyordu. Deprem bölgesinde travmayı doğrudan yaşayanlar, barınmak, zorlu yaşam şartlarından ve yaşanılan travmatik olayın etkisinden uzaklaşabilmek için başka illere yerleştiler. Öğrencilerimiz eğitim hizmetlerinden geri kalmasın diye istedikleri okullara misafir öğrenci olarak nakledildiler.

Aynı şartlarda travma bölgesinden ayrılan, çocuğunun nakledildiği bölgeye giden, ailesinin yanına yerleşen, yer değiştiren öğretmenlerimiz de istedikleri illere tayin hakkı talep etmektedir.

Tıpkı 1999’ da Gölcük Depremi sonrasında deprem bölgesinden başka illere, başka illerden de deprem bölgesine tayin hakkı verildiği gibi bir uygulamanın yapılmasını talep ediyorlar.  Aslında olağanüstü hallerde tayin, öğretmenlerimiz için kanuni bir hak. MEB Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Madde 51(4) “Afet bölgesi ilan edilen yerlerde bulunan eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenler, Bakanlığın uygun görmesi hâlinde yer değiştirme isteğinde bulunabilir.” ibaresi yer almakta.

Öğretmenlerimiz hakkı olanı talep ederken maalesef sesleri duyulmamıştır. Millî Eğitim Bakanlığı, 24.02.2023 tarihinde 4 sendika başkanı ile toplanarak verilecek tayin hakkı için geçerli sayacakları mazeretleri belirlemiş ve ‘Olağanüstü Hal İlan Edilen İllerde Görev Yapan Personelin Mazerete Bağlı Yer Değiştirme Duyurusu ’nu yayınlamıştır.

Buna göre;

*Personelin kendisi, eşi, çocuğu ile anne veya babasının deprem etkisiyle bulunduğu ilde tedavisinin mümkün olmaması,

* Deprem etkisiyle eşini veya çocuğunu kaybetmesi,

durumunda personel tayin isteyebilecektir.

Ancak  tayin için açıklanan şartlar, travmayı doğrudan yaşayan ve istemeleri halinde koşulsuz yer değiştirme hakkı talep eden öğretmenlerimizde hayal kırıklığı yaratmıştır. Örselenmiş ve psikolojik olarak toparlanma ihtiyacındaki öğretmenler haklı olarak sormaktadır;

Asrın felaketi  denilen yıkımdan daha ağır mazeret mi olur?

Öğretmenin tayin isteyebilmesi için, birinci derece yakınlarının ölmesi veya tedavisi deprem bölgesinde yapılamayan bir hastalığı mı olması lazım?

Öğretmenlerimiz depremzededir;

Öğretmenlerimizin de evleri yıkıldı, ağır hasar aldı. Hafif veya orta hasarlı olsa bile endişe ediyorlar, evlerine giremiyorlar. Kimileri enkazda kaldı, kurtarılmayı bekledi. Yaralandı, belki de ciddi sağlık sorunları ile karşılaştı. Bunun psikolojik etkileri ve toparlanma süreçleri zaman istiyor.

Öğretmen de insandır.

Bölgede okullar da hasar aldı. Öğretmenlerimiz sınıflarına girdiklerinde sıraların bazılarını boş görecekler. Yoklama alırken ne hissedecek? Bu halde nasıl ders işleyecekler?

Bu şartlarda öğretmenlerden eğitim-öğretimi sağlıklı bir şekilde yürütmelerini beklemek haksızlık olmaz mı?

Oraya destek için gidenler etkilendi, izleyenler etkilendi.

Peki ya depremi yaşayanlar?

Onlar bu şartlarda herkesten az mı etkilendi?

Asrın felaketinin o bölgede yaşayanlar üzerinde bıraktığı yıkım da büyüktür.

Depremzede öğretmenlerimizi daha fazla üzmeyin. Depremin dolaylı mağduru öğretmenlerimizin ivedilikle dönem sonuna kadar görevli izinli sayılması sağlanmalı ve öğretmenlerimize şartsız tayin hakkı verilmelidir.

Bakanlığımız için zor şeyler değil bunlar. Neden olmasın?

Eğitim Gücü Sendikası olarak

• Bölgeye nokta tayin,
• Bölge dışına şartsız tayin,
• Bölgeye gidecek ve bölgede çalışan öğretmenlere her ay olmak üzere en az yarım maaş deprem tazminatı,
• Artırımlı hizmet puanı,
• Deprem bölgesinin tamamının zorunlu hizmet içine alınması,
• 2023 ilk atama

ile bu mağduriyet giderilebilir ve bölgede oluşacak öğretmen ihtiyacı karşılanabilir diyoruz.

Ayrıca; depremzede öğretmenlerimiz; göreve başlama kaygısından kurtarılmalı dönem sonuna kadar görevli izinli sayılmalıdır.

Eğitim telafi edilir, önemli olan beden ve ruh sağlığıdır.

Eğitim Gücü Sendikası masada değildi. Ancak bu konuda taleplerimizin takipçisi olmayı ve mücadelemizi sürdüreceğiz.  
Depremzede öğretmenlerimizin bu mağduriyetinin giderilmesi için sürecin takipçisi, öğretmenlerimizin destekçisi olacağız.

Oğuz ÖZAT
Eğitim Gücü Sen Genel Başkanı