Özat yaptığı açıklamada "Her şikâyet dikkate alınarak soruşturma açmak yerine, ekipler kurulup incelemeye ve soruşturmaya değer olup olmadığı ilk aşama olmalıdır." dedi. Sözlerine şu şekilde devam etti :
CİMER yani Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi; vatandaşların talep, ihbar ve şikayetlerini Cumhurbaşkanlığına bağlı birimler aracılığıyla ilgili kuruma iletilebilmesi için kurulan bir internet kanalıdır. Ülkemizde de oldukça hızla yayıldı ve etkin bir şekilde işliyor gibi görünüyor. Fakat basına yansıdığı ve sendikamıza gelen bilgiler doğrultusunda CİMER’e amacının dışında yapılan başvuruların çok fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Maalesef CİMER idarecilere, memurlara, öğretmenlere zulüm olmuştur. Öğretmenin saç rengini beğenmemiş. Din kültürü öğretmeni neden başı açık? Neden kırmızı elbise giyiyor? Öğretmenin topuklu ayakkabısı ses çıkarıyor. Müdür bizimle görüşmedi. Nice abes CİMER başvuruları yüzünden açılan soruşturmalar ile en çok öğretmenler mağdur ediliyor.
Öğretmenlerden savunma istemek psikolojik bir eziyettir. Öğretmen saçının rengi neden eflatun diye savunma veriyor, ceza alacağım diye uykuları kaçıyor.
CİMER’de başvuruları değerlendiren bir ekip yok, sistem şikâyetleri otomatik olarak gönderiliyor. Kurum işlem yapmak ve en gereksiz konularda idareciler, öğretmenler, memurlar savunma vermek zorunda. Madem kurdunuz sistemi, ekipler oluşturur gerçekten bir durum varsa işlem yapılmak üzere gönderirsiniz, yoksa elersiniz.
Şikâyet, demokrasi kültürünün önemli bir parçasıdır. Ancak asılsız, mesnetsiz, gereksiz şikayetler eğitim çalışanları üzerinde demir yumruk gibi durmaktadır. İnisiyatif almayan, tedirgin bir eğitim çalışanının başarıya ulaşması mümkün değildir. CİMER şikayetleri vb yapılan şikayetlerde, şikâyetin asılsız olması durumunda şikâyet eden kişi hakkında kamu davası açılabileceği uyarısı olmalıdır. Hatta kamu davası açılmalıdır.