6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremler sebebiyle ülke genelinde eğitim-öğretime ara verilmişti. Deprem bölgesi dışındaki illerde 2 haftanın ardından eğitim öğretime başlayan okullar, deprem bölgesinde Mart ayı itibariyle kademeli bir şekilde açıldı. Öğretmenler göreve çağırıldı.
Büyük bir afetin ardından normalleşme sürecinin başlayabilmesi için okulların açılması, eğitim öğretime başlanması önemlidir. Ancak; bu denli afeti yaşamış, travmatize olmuş öğretmenle, idareciyle travma atlatılamaz. Bu insanlar 7.4 şiddetinde depremi yaşadı. Yakınlarını, arkadaşlarını, okulunu, öğrencilerini, evini kaybetti. Sırf “ Okulları açtık.” demek için travmayı en derinden yaşamış ve etkisinden kurtulamamış bu insanları acılarının olduğu yerlere çağırdılar. Tekrar yaşattılar depremi ve acılarını.
Öğrenciler için yapılan psikososyal çalışmalarının artan sayılarını istatistiksel olarak her geçen gün paylaşan Bakanlığımız; öğretmenlerimizin ruh sağlığını, psikolojisini dikkate almadı.
Dört büyük sendika başkanları da 24 Mart’ta Bakan Mahmut ÖZER’in daveti üzerine depremzede öğretmenlerimizin tayin hakkı için görüşmeye gitmiş, hiçbir kazanım elde edemedikleri gibi “şartlı tayin” ile dönmüşlerdir. Bu da sendikalar açısından sorgulanması gereken başka bir konudur.
Eğitim Gücü Sendikası olarak ilk günden beri defalarca dile getirdik. Basın açıklaması düzenledik. 7 Resmi Yazı ile talepte bulunduk.
_Depremzede öğretmenler eğitim öğretim yılı sonuna kadar idari izinli sayılsın.
_Bölgede çalışan öğretmenlere bölge dışına şartsız tayin hakkı verilsin.
_Bölge dışındaki öğretmene bölge içine nokta tayin hakkı verilsin.
_Daha da eksik kalırsa 2023 İlk Atama ile tamamlansın.
_Deprem tazminatı verilmesi
_Artırılmış hizmet puanı verilmesi
_Deprem bölgesinin zorunlu hizmet kabul edilmesi
Deprem bölgesi de bizim vatan toprağımızdır. Elbette ki oralar da öğretmensiz kalmasın, öğrencilerimizin eğitimi eksik kalmasın devam etsin.
Ancak orada çalışan öğretmenlerimiz de afetzededir. Onlar da insandır, onların da psikolojileri vardır.
Eğitimin telafisi yapılır ancak ruh sağlığı daha önemlidir, telafisi zordur.
Mayıs ayında Genel Başkan Yardımcılarımız ile deprem bölgesindeki illerimizi ziyaret ettik. İki hafta boyunca il merkezlerinde, ilçe ve köylerde çalışan üyelerimizle buluştuk. Öğretmen odalarında öğretmenlerimizle bir araya geldik. Milli Eğitim Müdürlerimizi ziyaret ettik, görüş alışverişinde bulunduk. Yapılan psikososyal çalışmaları yerinde gözlemledik; orada çalışan meslektaşlarımızı, öğretmenlerimizi dinledik.
Depremden etkilenen illerimizde yapılan eğitim faaliyetlerini bizzat yerinde, muhatabından yani öğretmenlerimizden dinledik, taleplerini aldık. Yaşadıkları sorunları tek tek not aldık.
Deprem bölgesini ziyaretimde de ifade ettiğim gibi; maalesef deprem bölgesindeki öğretmenlerimiz, sendikalar ve Bakanlık tarafından yalnız bırakıldı.
Depremzede öğretmen göreve çağırıldı, barınma imkanları yok. Evi yıkılmış veya ağır hasarlı, konteyner yok. Spor salonlarına yerleştirmişler öğretmenleri. Mesela Adıyaman’da; son konteyner öğretmenlere verilmiş, üç kişilik yerde 6 kişi kalıyorlar.
Bölgede bazı okullar yıkılmış veya ağır hasarlı. Birkaç okulun öğrenci ve öğretmenleri, tek bir okul binasında toplanarak eğitim verilmeye çalışılıyor. Bazı yerlerde eğitim çadırlarda devam etmektedir.
Bazı öğretmen arkadaşlarımız hafif hasarlı veya hasarsız olan öğrenci yurtlarına yerleştirilmiş, yurt imkânı olmayan yerlerdeki öğretmenler okul bahçelerine çadır kurmuşlar.
Özel hayat diye bir şey kalmamış, temel insani ihtiyaçlarını müşterek alanlarda gidermeye çalışıyorlar. Öğretmenler, eşleri ve çocuklarıyla birlikte aynı odada, çadırda yaşıyorlar.
Bazı öğretmenlerimiz aile dışındaki bireylerle, akrabalarıyla aynı alanda barınmak zorunda kalmış.
İdari izin gibi uygulamalar ilden ile farklılıklar gösteriyor. Hatay da 10 yaşın altı çocuğu olan anneler izinli sayılırken başka ilde 7 yaşın altı çocuğu olan anneler idari izinli sayılıyor.
Öğretmenlerimiz, afeti yaşamış bireyler olarak gerçekten zor şartlar altında görevlerine devam ediyorlar.
Bakanlığımız 3 Temmuz’da depremzede öğretmenlerimize tayin hakkı verdi. Ancak tayin istenilecek iller 22 ile sınırlandırılmıştı.
Bu durum öğretmenlerimiz için yeniden bir umut oldu. Sınırlı il ile verilen tayin bile birçok öğretmenimizin isteğini karşıladı, memnun etti, mutluluktan ağlattı.
Depremzede öğretmene verilmeyen tayin hakkı diğer kamu personeline verildi. Deprem bölgesi ne doktorsuz kaldı ne de polissiz. Öğretmensiz de kalmazdı elbette.
Öğretmenler yaşadıkları travmanın ardından bir de zor şartlarda çalışmaya mahkûm bırakıldılar.
Yeni Bakanımızı Sayın Yusuf TEKİN’in depremzede öğretmenlerimize sahip çıkacağını, seslerini duyacağını düşünüyoruz.
Eğitim Gücü Sendikası olarak tayin hakkının tüm illere verilecek şekilde yapılmasını talep ediyoruz. Asrın felaketini yaşayan öğretmenlerimizin buna ihtiyaçları vardır ve bu da yasal haklarıdır.
Oğuz ÖZAT
Eğitim Gücü Sendikası Genel Başkanı