"Eğitim Gücü Sen - Engelsiz Eğitim Çalışanları Kurulu tarafından hazırlanan bu rapor, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurumları bünyesinde görev yapan engelli personelin çalışma koşullarını değerlendirmek, yaşadıkları sorunları tespit etmek ve çözüm önerileri sunmak amacıyla hazırlanmıştır.
Engelli bireylerin kamu kurumlarında eşit ve adil bir şekilde istihdam edilmesini sağlamak amacıyla yürürlükte olan hukuki düzenlemeler bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, ilgili kanunlar, yönetmelikler ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde engelli bireylerin hakları güvence altına alınmıştır. Bu raporda, ilgili mevzuat doğrultusunda engelli eğitim çalışanlarının hakları ve mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde karşılaştıkları sorunlar ele alınacaktır.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Kasım 2023’te yayımladığı Engelli İstatistik Bülteni’ne göre:
(Kaynak:Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Nisan 2023 Engelli ve Yaşlı İstatistik Bülteni)
Dipnot:Bu veriler, Engelli Sağlık Kurulu Raporu almak için yetkili hastanelere başvuran ve devletle temasa geçen bireyleri kapsamaktadır. Engelli raporu almak için yetkili hastanelere başvurmamış ve hizmet almak için devletle temasa geçmemiş bireyler bu istatistiklere dahil edilmemiştir.
Bununla birlikte, 2002 yılında kamuda çalışan engelli personel sayısı yaklaşık 5.000 iken, günümüzde bu rakam devletimizin her vatandaşına eşitlikçi bir anlayışla yaklaşma çabaları neticesinde 70.000’e ulaşmıştır. Bu personelin yaklaşık 40.000’i Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapmaktadır. Bu artış, engelli bireylerin çalışma hayatına daha fazla katılım sağladığını ve toplumsal yaşamda daha aktif rol aldığını göstermektedir. Ancak, istihdam oranlarındaki artışa rağmen, engelli çalışanların çalışma koşullarında çeşitli yapısal sorunlar devam etmektedir
İlgili Hukuki Mevzuat
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
Engelliler Hakkında Kanun (5378 Sayılı Kanun)
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu
Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Engellilere Yönelik Yönetmelikler
Uluslararası Sözleşmeler
Yukarıda belirtilen hukuki düzenlemeler çerçevesinde, engelli eğitim çalışanlarının hakları ve çalışma koşulları detaylandırılarak incelenecek, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri aşağıda sunulmuştur.
Durum: Ülkemizdeki devlet okullarında öğrenim gören birçok görme engelli öğrenci ile Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan görme engelli öğretmenler, mesleklerini icra edebilmek adına kabartma (Braille) kitaplara ihtiyaç duymaktadır. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurumu tarafından basılan bu kitaplar öğrenci ve öğretmenlerimize oldukça geç ulaştırılmaktadır. Öyle ki, söz konusu gecikmeler zaman zaman 3 - 4 ayı bulabilmektedir. Her eğitim - öğretim döneminde yaşanan bu sorun artık kronik bir hâl almıştır. Bu durum, Bakanlığın çeşitli birim ve kademelerinde daha önce dile getirilmiş olmasına rağmen, bugüne kadar herhangi bir çözüm sağlanamamıştır.
Gerekçe: Kabartma (Braille) kitapların geç ulaştırılması, görme engelli öğrenci ve öğretmenlerimizin eğitim - öğretim süreçlerinde ciddi aksaklıklara yol açmaktadır. Ders materyallerine zamanında erişememeleri, onların akademik başarılarını ve mesleki yeterliliklerini olumsuz yönde etkilemektedir. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için görme engelli bireylerin ihtiyaç duyduğu kaynaklara eğitim - öğretim dönemi başında ulaşması gerekmektedir.
Ayrıca, görme engelli öğretmenlerimizin mesleki hayatını kolaylaştıracak bir diğer önemli husus ise, Bakanlığımız tarafından okutulan ders kitaplarının yalnızca PDF formatında değil, aynı zamanda Word veya RTF formatlarında da EBA platformunda erişilebilir hâle getirilmesidir. PDF formatındaki içerikler, ekran okuyucu programlar tarafından okunabilirlik açısından sınırlıdır. Word ve RTF formatları ise görme engelliler için çok daha erişilebilir olup, eğitimde fırsat eşitliğine önemli bir katkı sağlayacaktır.
Talep: Eğitim Gücü Sen olarak, kabartma (Braille) kitapların eğitim - öğretim döneminin başlangıcında öğrenci ve öğretmenlerimizin kullanımına sunulması için gerekli çalışmaların ivedilikle yapılmasını talep etmekteyiz. Ayrıca, Bakanlığımız tarafından okutulan ders kitaplarının yalnızca PDF formatında değil, aynı zamanda Word veya RTF formatlarında da EBA platformunda erişilebilir hâle getirilmesi hususunda gerekli düzenlemelerin yapılmasını beklemekteyiz.
Durum : Bilindiği üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının %3 engelli personel çalıştırma yükümlülüğü kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde de belirli dönemlerde atamalar yapılarak engelli bireylerin istihdamı sağlanmaktadır. Ancak, bu atamalar çoğunlukla Yardımcı Hizmetli ve Memur kadrolarında gerçekleştirilmektedir.
Her ne kadar engelli personelin “Görevde Yükselme” ve “Unvan Değişikliği” sınavlarından yararlanabildiği görülse de, diğer personel ile engelliler arasındaki sınava hazırlanma koşulları, sınav süreci ve mülakat komisyonlarının engelli adayları farklı değerlendirmesi sonucunda, Bakanlık bünyesinde görev yapan engelli yönetici sayısı oldukça düşük seviyelerde kalmaktadır. Hâlihazırda görevde bulunan engelli yöneticilerin büyük bir kısmı ise, ilk atamalarını engelli statüsünde almamış, sonradan şeker, tansiyon veya kalp rahatsızlıkları gibi sağlık sorunları nedeniyle engelli grubuna dahil olmuş kişilerdir.
Gerekçe : Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, 2 Mart 2021 tarihinde gerçekleştirilen İnsan Hakları Eylem Planı Tanıtım Toplantısında, “Engelli bireylerin üst kademe kamu yöneticiliği ile mesleklerine uygun kamu görevlerinde istihdamını zorlaştıran hükümlerin tespit edilip kaldırılacağını” ifade etmiştir.
Engelli bireylerin kamu yönetiminde yeterince temsil edilmemesi, fırsat eşitliği ilkesine aykırıdır. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarına giren engelli personelin, engelli olmayan personelle aynı şartlarda değerlendirilmesi, mevcut sistemde engelli bireylerin dezavantajlı duruma düşmesine neden olmaktadır. Mülakat süreçlerinde engelli bireylerin karşılaştıkları önyargılar ve değerlendirme farklılıkları da onların yöneticilik pozisyonlarına erişimini zorlaştırmaktadır.
Talep : Sayın Cumhurbaşkanımızın fırsat eşitliği çerçevesinde dile getirdiği bu talimat doğrultusunda, engelli bireylerin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarıyla açılacak kadrolarda da en az %3 engelli kontenjanına sahip olmalarını, sınav sonuçlarının kendi kategorileri içinde değerlendirilmesini ve gerektiği takdirde mülakat uygulamasının kaldırılmasını talep ediyor ve savunuyoruz.
Durum:5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun'un 4. maddesinin (d) fıkrasında; "Engellilerin bağımsız yaşayabilmeleri ve topluma tam ve etkin katılımları için erişilebilirliğin sağlanması esastır" hükmü yer almaktadır. Aynı maddede ayrıca "Eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere yönelik makul düzenlemelerin yapılması için gerekli tedbirler alınır" ifadelerine yer verilmiştir.
Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurumu bünyesinde görev yapan engelli personelin, çalışma hayatlarında ihtiyaç duydukları araç gereçlerin temininde çeşitli sıkıntılar yaşandığı gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra, kurumların fiziksel çalışma ortamlarının erişilebilirlik standartlarına uygun olmadığına da sıkça şahit olunmaktadır.
Gerekçe:Engelli bireylerin iş hayatına tam ve etkin katılımının sağlanabilmesi için gerekli araç gereçlerin eksiksiz olarak temin edilmesi ve çalışma ortamlarının erişilebilir hâle getirilmesi gerekmektedir. Çalışma alanlarında yaşanan fiziki engeller, engelli çalışanların verimliliğini ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, mesleki gelişimlerini kısıtlamaktadır.
Ayrıca, yöneticilerin engelli personelin hakları ve çalışma koşulları hakkında yeterli farkındalığa sahip olmaması, engelli bireylerin çalışma hayatında çeşitli zorluklarla karşılaşmasına sebep olmaktadır. Engelli bireylerin, diğer çalışanlarla eşit haklara sahip olabilmesi için kurum yöneticilerinin bilinçlendirilmesi ve gerekli farkındalık eğitimlerinin düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Talep:Bu doğrultuda, engelli çalışanların iş yaşamında ihtiyaç duyduğu araç gereçlerin temin edilmesi ve çalışma ortamlarının evrensel tasarım ilkeleri doğrultusunda düzenlenmesi için gerekli yatırımların yapılmasını talep ediyoruz. Ayrıca, Bakanlığımız tarafından kurum yöneticilerine yönelik, engelli personelin hakları ve çalışma koşullarına ilişkin bilinç oluşturacak eğitim ve farkındalık çalışmalarının hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Durum:2002 yılında kamuda çalışan engelli sayısı yaklaşık 5.000 iken, günümüzde bu rakam devletimizin her vatandaşına eşitlikçi bir anlayışla yaklaşma çabaları sonucunda 70.000’e ulaşmıştır. Bu personelin yaklaşık 40.000’i Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurumu bünyesinde görev yapmaktadır. Engelli bireyler, çalışma hayatına dâhil edilerek toplumda katma değer üreten bireyler hâline gelmiştir.
Günümüzde engelli bireyler, iş gücüne katılım sürecinde meslektaşlarıyla fırsat eşitliği sağlayan ve çalışma hayatlarını kolaylaştıran teknolojik destek araçlarına büyük ölçüde ihtiyaç duymaktadır. Ancak, bu teknolojiler yüksek maliyetleri nedeniyle engelli bireyler için erişilmesi zor araçlar hâline gelmiştir. Türk vatandaşlarının genel alım gücü dikkate alındığında, bu tür araç - gereçlerin kamu desteğiyle temin edilmesi artık bir gereklilik hâline gelmiştir.
Gerekçe:Söz konusu cihazların büyük bir kısmı ileri teknoloji ürünü olup ithal edildiğinden, yüksek fiyat etiketine sahiptir. Ekonomik olanakları sınırlı olan birçok engelli birey için bu cihazlara erişim neredeyse imkânsız hâle gelmektedir. Engelli bireylerin iş yaşamına daha aktif katılımını sağlamak ve mesleklerini daha verimli bir şekilde icra edebilmelerine imkân tanımak amacıyla, kamu desteğinin artırılması ve bu teknolojik araçlara erişimin kolaylaştırılması büyük önem taşımaktadır.
Bu bağlamda, engelli bireylerin ihtiyaç duyduğu teknolojik destek araçlarına erişimini kolaylaştırmak adına faizsiz kredi desteği sağlanması gerekmektedir.
Talep: Engelli bireylere yönelik düşük faizli veya faizsiz kredi imkânları oluşturulmalı,
Bu tür bir destek mekanizması, engelli bireylerin üretkenliğini artırarak çalışma hayatına daha güçlü şekilde katılımını sağlayacak, toplumsal ve ekonomik anlamda engelleri ortadan kaldırarak fırsat eşitliği yaratacaktır.
Durum:Öğretmenlik Meslek Kanunu kapsamında, öğretmenlerin mesleki gelişimini teşvik eden uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanlarına erişim süreci belirli kıdem şartlarına bağlanmıştır. Ancak, engelli öğretmenlerin emeklilik süreleri dikkate alındığında, mevcut uygulamanın adil olmadığı görülmektedir.
Engelli öğretmenler, genel öğretmenlik süreci içinde emeklilik hakkını daha erken kazanmakta ve çalışma süreleri engelli olmayan meslektaşlarına kıyasla daha kısa olmaktadır. Bu durum, engelli öğretmenlerin mesleki gelişim sürecinde dezavantajlı bir konuma düşmesine sebep olmaktadır. Mevcut düzenlemeye göre 10 yıl hizmet süresini tamamlayan öğretmenler uzman öğretmen, 10 yıl uzman öğretmenlik yapanlar ise başöğretmen unvanına hak kazanmaktadır. Ancak engelli öğretmenler için bu süreler, erken emeklilik koşullarıyla uyumlu olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Gerekçe:Engelli öğretmenlerin erken emeklilik hakkı bulunmasına rağmen, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik süreçlerinde aynı süre şartlarına tabi tutulmaları, onların kariyer gelişimlerini kısıtlamaktadır. Daha kısa çalışma süresine sahip olan engelli öğretmenler, mesleki gelişim açısından dezavantajlı duruma düşmekte ve kariyer basamaklarında ilerleme fırsatlarını büyük ölçüde kaybetmektedir.
Bu durum, eğitimde fırsat eşitliğini zedelemekte ve engelli öğretmenlerin motivasyonunu olumsuz etkilemektedir. Engelli öğretmenlerin mesleki gelişim süreçlerini desteklemek ve onların eğitim sistemine daha etkin katkı sunmalarını sağlamak amacıyla, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Talep:Bu doğrultuda, engelli öğretmenler için:
Bu düzenleme, engelli öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin desteklenmesini ve kariyer basamaklarında engelli olmayan meslektaşlarıyla eşit fırsatlara sahip olmasını sağlayacaktır. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda yapılacak bu tür bir değişiklik, engelli öğretmenlerin motivasyonunu artıracak, eğitimde daha verimli ve katılımcı bir ortam oluşturacaktır.
Durum:Kamu kurumlarında görev yapan memurlar, belirli hizmet sürelerini tamamlamaları halinde hususi damgalı pasaport (yeşil pasaport) alma hakkına sahip olmaktadır. Mevcut düzenlemeye göre, devlet memurlarına 1., 2. ve 3. derece kadrolarına yükselmeleri şartıyla yeşil pasaport verilmektedir. Ancak, engelli memurların emeklilik süresi göz önünde bulundurulduğunda, mevcut uygulamanın adil olmadığı görülmektedir.
Engelli memurlar, engelli olmayan meslektaşlarına kıyasla erken emeklilik hakkına sahip olduklarından, gerekli memuriyet süresini tamamlamadan emekliye ayrılmakta ve yeşil pasaport hakkından yararlanamamaktadır. Bu durum, engelli memurlar açısından fırsat eşitsizliğine neden olmaktadır.
Gerekçe:Yeşil pasaport, kamu görevlilerine sunulan bir ayrıcalık olup, engelli memurların çalışma süreleri dikkate alındığında, mevcut düzenleme onların bu haktan mahrum kalmalarına neden olmaktadır. Erken emeklilik hakkı, engelli bireylerin çalışma hayatındaki zorluklar göz önünde bulundurularak tanınmış bir hak olup, bu durum onların diğer kazanılmış haklardan yoksun bırakılmasını gerektirmemelidir.
Engelli memurların uluslararası hareketliliklerini artırarak sosyal ve mesleki gelişimlerini desteklemek, devletin engelli bireylere yönelik sosyal destek politikalarının bir parçası olmalıdır. Adalet ve fırsat eşitliği ilkeleri doğrultusunda, engelli memurların yeşil pasaport hakkından yararlanabilmesi için hizmet süresi kriterinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Talep:10 yıl memuriyet süresini tamamlayan engelli kamu çalışanlarına yeşil pasaport verilmelidir.
Bu düzenleme, engelli memurların uluslararası alanda daha özgür hareket edebilmelerine olanak sağlayacak, aynı zamanda devletin engelli bireylere yönelik sosyal destek politikalarını güçlendirecektir. Engelli memurların çalışma koşulları ve hakları göz önünde bulundurularak, yeşil pasaport düzenlemesinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz.
Durum:Kamu kurumlarında Yardımcı Hizmetler Sınıfı (YHS) kapsamında görev yapan engelli personelin, mevcut görev tanımları çoğu zaman engellerine uygun şekilde düzenlenmemekte ve bu durum, çalışma hayatlarında ciddi zorluklara neden olmaktadır. Engelli bireylerin fiziksel ve zihinsel kapasitelerine uygun görevlerde istihdam edilmesi hem iş verimliliğini artıracak hem de personelin çalışma hayatına daha aktif ve motive bir şekilde katılımını sağlayacaktır.
5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. ve 50. maddeleri, engelli bireylerin eşit haklara sahip olması ve çalışma koşullarının engellerine uygun şekilde düzenlenmesi gerektiğini açıkça belirtmektedir. Ancak, mevcut uygulamada engelli bireylerin engelleri dikkate alınmaksızın genel görev tanımları çerçevesinde çalıştırıldığı ve bu durumun çalışma şartlarını zorlaştırdığı görülmektedir.
Gerekçe:Engelli bireylerin iş hayatında verimli bir şekilde çalışabilmeleri için, fiziksel ve zihinsel kapasitelerine uygun görevlerde istihdam edilmeleri gerekmektedir. Mevcut uygulamada, engelli personelin görev tanımları genelleştirilmiş olup, bireysel engel durumları dikkate alınmamaktadır. Bu durum, engelli çalışanların iş performansını olumsuz etkilemekte ve çalışma hayatında karşılaştıkları zorlukları artırmaktadır.
Anayasal düzenlemeler ve ulusal mevzuat, engelli bireylerin eşit haklara sahip olmasını ve çalışma koşullarının engellerine uygun şekilde düzenlenmesini gerektirmektedir. Ancak kamu kurumlarında bu kuralların yeterince uygulanmadığı ve engelli personelin uygun olmayan görevlerde çalıştırıldığı görülmektedir. Bu da hem çalışanların verimliliğini düşürmekte hem de kamu hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesini engellemektedir.
Talep:Bu bağlamda, Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan engelli personelin iş hayatında daha verimli ve rahat çalışabilmesi için:
Bu düzenleme, hem engelli çalışanların iş yükünü hafifletecek hem de kamu hizmetlerinin daha verimli yürütülmesine katkı sağlayacaktır. Engelli personelin görev tanımlarının bireysel ihtiyaçları ve engel durumlarına uygun şekilde yeniden belirlenmesini talep ediyor ve savunuyoruz.
Durum:Kamu kurumlarında görev yapan engelli personeller, bazı yöneticilerin önyargıları ve engelli çalışanlarla çalışmak istememeleri nedeniyle ayrımcı tutumlara ve mobbinge maruz kalmaktadır. Engelli bireylerin çalışma hayatına tam ve etkin katılımını sağlamaya yönelik yasal düzenlemelere rağmen, birçok kurumda engelli çalışanlar görevlerinden dışlanmakta, yeteneklerine uygun olmayan işlere yönlendirilmekte ve kariyer fırsatlarından mahrum bırakılmaktadır.
Bu tür tutum ve uygulamalar, çalışma verimliliğini düşürmekte, engelli personelin psikolojik ve mesleki motivasyonunu olumsuz etkilemekte ve kamu kurumlarında adaletsiz bir çalışma ortamına sebep olmaktadır. Mobbingin önlenmesi ve engelli çalışanlara yönelik olumlu bir iş ortamı oluşturulması için, kurum yöneticileri ve çalışanlarına yönelik hizmet içi eğitim programları düzenlenmesi büyük bir gereklilik hâline gelmiştir.
Gerekçe:Engelli bireylerin kamu kurumlarında çalışma hayatına tam ve eşit şekilde katılabilmesi için, yöneticilerin ve çalışanların engelli hakları konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Mevcut durumda, birçok kamu kurumunda yöneticilerin engelli bireylere karşı önyargılı tutumları, bu çalışanların mesleki gelişimini ve iş ortamındaki huzurlarını olumsuz yönde etkilemektedir.
Engelli bireylerin maruz kaldığı ayrımcılık ve mobbing uygulamaları, sadece bireysel mağduriyet yaratmakla kalmayıp, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesine de zarar vermektedir. Bu tür uygulamaların önüne geçilmesi için hizmet içi eğitimlerin zorunlu hâle getirilmesi ve mobbing uygulamalarına karşı caydırıcı yasal yaptırımların güçlendirilmesi gerekmektedir.
Talep:Bu kapsamda:
Engelli bireylerin, devletin sağladığı istihdam fırsatlarından adil bir şekilde yararlanabilmesi ve çalışma hayatlarında huzurlu bir ortamda görev yapabilmesi için, bu eğitimlerin kurum kültürüne entegre edilmesi büyük önem taşımaktadır. Kamu kurumlarında eşit, erişilebilir ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı oluşturulması için yöneticilere yönelik bilinçlendirme çalışmalarının hızlandırılmasını talep ediyoruz.
Durum:Kamu kurumlarında görev yapan engelli memurlar, erken emeklilik hakkına sahip olmaları nedeniyle, hizmet süreleri engelli olmayan meslektaşlarına kıyasla daha kısa kalmaktadır. Bu durum, engelli memurların kariyer gelişiminde ve maaş skalasında dezavantajlı bir konuma düşmesine neden olmaktadır. Hizmet süresi nedeniyle derece ve kademe ilerlemesi yavaş gerçekleşmekte, bu da emekli maaşlarını ve emeklilik sonrası özlük haklarını olumsuz etkilemektedir.
Bu adaletsizliği gidermek adına, engelli memurlar için derece ve kademe ilerlemesine yönelik yeni bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Mevcut sistemde her yıl bir kademe ilerlemesi sağlanırken, engelli memurlara 1 yıl için 2 kademe verilmesi hem erken emeklilik nedeniyle yaşanan kayıpları telafi edecek hem de çalışma hayatlarında daha adil bir maaş ve kariyer planlamasına olanak sağlayacaktır.
Gerekçe:Engelli memurların çalışma hayatında daha adil bir maaş skalasına sahip olması ve kariyer planlamalarının engelli olmayan meslektaşlarıyla eşit şartlarda ilerleyebilmesi için, derece ve kademe ilerleme sürecinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Mevcut sistemde, erken emeklilik hakkı olan engelli memurlar, hizmet süresinin daha kısa olması nedeniyle daha düşük maaş almakta ve emeklilik sonrası sosyal haklardan sınırlı şekilde yararlanmaktadır.
Engelli bireylerin kamu hizmetlerinde etkin rol almasını teşvik etmek, iş gücüne katılımlarını artırmak ve çalışma hayatında motive edici unsurlar sağlamak amacıyla, kademe ve derece ilerleme sürecinin hızlandırılması büyük önem taşımaktadır.
Talep:Bu kapsamda, engelli memurların:
Bu düzenleme, engelli çalışanların iş gücüne katılımını teşvik edecek, çalışma hayatında motive edici bir unsur olacak ve kamu hizmetlerinde engelli bireylerin etkin rol almasını sağlayacaktır. Engelli memurların erken emeklilik nedeniyle yaşadığı hak kayıplarının giderilmesi için, kademe ve derece ilerlemesi sürecinin yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz
Durum:Kamu kurumlarında görev yapan engelli personeller, günlük iş yaşamlarında erişilebilirlik sorunu nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaşmaktadır. Mevcut kamu binalarının büyük bir kısmı, engelli bireylerin fiziksel ve dijital erişim ihtiyaçları göz önünde bulundurulmadan tasarlanmış olup, ulaşım, hareket kabiliyeti, kullanım ve dijital hizmetlere erişim açısından yetersiz yapıdadır.
5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelikler, kamuya açık alanlarda engelliler için erişilebilirlik standartlarının sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. Ancak, uygulamada erişilebilirlik kriterleri göz ardı edilmekte, özellikle yeni yapılan binalarda ve dijital sistemlerde dahi engelli bireylerin kullanımına uygun olmayan düzenlemeler yapılmaktadır.
Bu sorunun köklü bir şekilde çözülmesi için, yeni inşa edilecek tüm kamu binalarında ve kamuya sunulan dijital hizmetlerde erişilebilirlik standartlarının sağlanması yasal bir zorunluluk hâline getirilmelidir.
Gerekçe:Engelli bireylerin bağımsız hareket edebilmeleri, çalışma hayatına eşit şartlarda katılım sağlayabilmeleri ve kamusal hizmetlerden diğer bireylerle eşit şekilde yararlanabilmeleri için erişilebilirlik standartlarının tam anlamıyla uygulanması gerekmektedir.
Mevcut kamu binalarının büyük bir bölümü engelli bireyler için uygun tasarlanmadığından, bu durum onların iş ve günlük yaşamlarında ciddi engellerle karşılaşmalarına neden olmaktadır. Aynı şekilde, kamu kurumlarının dijital hizmetleri de erişilebilirlik açısından yetersizdir. Görme ve işitme engelli bireylerin kamu hizmetlerinden tam olarak yararlanabilmesi için dijital erişim standartlarının belirlenmesi ve zorunlu hâle getirilmesi gerekmektedir.
Talep:Bu kapsamda erişilebilirlik standartlarının sağlanması için aşağıdaki adımların atılmasını talep ediyoruz:
2. Yazılımsal ve Dijital Erişilebilirlik
Bu kapsamda:
Engelli bireylerin kamu hizmetlerine erişimini artırmak, eşit çalışma koşulları sağlamak ve fırsat eşitliğini temin etmek amacıyla, erişilebilirlik standartlarının kamu ihale şartnamelerine dahil edilmesi zorunludur.
Bu doğrultuda, tüm kamu binalarının, kamu hizmet alanlarının ve dijital hizmetlerin engelli dostu bir yapıya kavuşturulmasını, kamu ihalelerinde erişilebilirlik standartlarının temel bir kriter olarak belirlenmesini talep ediyoruz.
Durum:Günümüzde kamu kurumlarında Elektronik Belge Yönetim Sistemi (EBYS), resmi yazışmaların yürütülmesi, belgelerin saklanması ve kurumsal işlemlerin takibi açısından zorunlu bir sistem hâline gelmiştir. Ancak, EBYS’nin mevcut arayüzü ve işleyişi, görme engelli personellerin sistemi etkin bir şekilde kullanabilmesini büyük ölçüde zorlaştırmaktadır. Görme engelliler için yeterli erişilebilirlik özellikleri içermeyen bu sistemler, çalışma hayatlarında önemli bir engel teşkil etmekte, görevlerini yerine getirme süreçlerini aksatmakta ve bağımsız çalışma imkânlarını sınırlandırmaktadır.
Bu sorunun çözülmesi adına, görme engelli personelin EBYS'yi rahatça kullanabilmesi için erişilebilirlik standartlarının zorunlu hâle getirilmesi ve hizmet içi eğitimlerin sağlanması gerekmektedir.
Gerekçe:Engelli bireylerin çalışma hayatına tam ve etkin katılımını sağlamak için, kamu kurumlarında kullanılan yazılımların erişilebilirlik standartlarına uygun olması gerekmektedir. Mevcut EBYS arayüzü, görme engelli çalışanların ekran okuyucu programlarla tam uyumlu bir şekilde kullanmasını desteklememekte, bu da iş süreçlerini aksatmaktadır.
EBYS’nin erişilebilir hâle getirilmesi için yazılım altyapısında gerekli düzenlemelerin yapılması, ekran okuyucu programlarla tam uyumlu çalışmasının sağlanması, klavye kısayolları ve sesli yönlendirme özellikleri eklenmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, görme engelli çalışanların sistemle ilgili eğitim alması ve teknik destek mekanizmalarının oluşturulması da bu sorunun çözümünde önemli bir yer tutmaktadır.
Talep: 1) EBYS’nin Görme Engellilere Uygun Hâle Getirilmesi İçin Gereken Düzenlemeler
Yazılım Erişilebilirliği:2) Görme Engelli Personel İçin Hizmet İçi Eğitim Programları
EBYS’nin erişilebilir hâle getirilmesi kadar, görme engelli personelin sistem kullanımına dair eğitim alması da büyük önem taşımaktadır.
Bu kapsamda:
Görme engelli kamu personelinin EBYS’yi bağımsız ve verimli bir şekilde kullanabilmesi, çalışma hayatlarına eşit şekilde katılım sağlamaları için hayati önem taşımaktadır. EBYS’nin erişilebilir hâle getirilmesi ve görme engelli personellere yönelik özel eğitimlerin düzenlenmesi, hem iş süreçlerinin hızlanmasını hem de kamu hizmetlerinin daha etkin bir şekilde yürütülmesini sağlayacaktır.
Bu nedenle, EBYS sisteminin erişilebilirlik standartlarına uygun hâle getirilmesini, görme engelli personelin hizmet içi eğitimlerle desteklenmesini ve teknik yardım mekanizmalarının oluşturulmasını talep ediyoruz."