Son günlerde eğitim camiasının gündemindeki konu 2023-2024 Eğitim-Öğretim Yılında öğretmene ödenecek “öğretim ödeneğinin” ne kadar olacağı…
Öğretim yılına hazırlık ödeneği; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 32. Maddesine göre, eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfına dahil öğretmen unvanlı kadrolarda görevli olup fiilen öğretmenlik yapanlara (ilköğretim ve okul müdürleri ile yardımcıları, cezaevi okullarında çalışan öğretmenler, yönetici, eğitim uzmanı ve eğitim uzman yardımcıları dahil) ödenen paradır.
Aslında yukarıda belirttiğim sorunun cevabı çok önceden bilinmekteydi. Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşmenin “Eğitim-Öğretim ve Bilim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme” bölümünün “Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği” başlıklı 11. maddesinde “657 sayılı Kanunun ek 32. maddesinde öngörülen öğretim yılına hazırlık ödeneği; 2022 yılında 1.325 TL, 2023 yılında 1.400 TL olarak ödenir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereğince 2023-2024 Eğitim-Öğretim Yılında öğretime hazırlık ödeneği olarak öğretmenlere 1.400 TL ödenecektir. Yani; bugün kaç lira olacak diye merakla beklediğimiz ve yukarıda belirttiğim rakamlar 2022 yılı 6. Dönem Toplu Sözleşme masasında, bizzat yetkili sendika ve bu görüşmelere katılıp sözleşmede imzası olan ikinci büyük eğitim sendikası yetkililerinin üstün pazarlık kabiliyetleri (!) sayesinde kazanılan buçuklu zamlarla birlikte belirlenmiştir. Burada, yetkili sendikanın hakkını yememek gerek. Yiğidi öldür ama hakkını yeme, misali. Bu yıl ödenecek 1400 lira toplu sözleşmede imza altına alınırken yetkili sendikanın gayreti sonucu %2,5 zamla bu rakama çıktı. Ne kadar teşekkür etsek, ne kadar alkışlasak, ne kadar tatmin olup mutluluktan “oh” çeksek yeridir. Bugün, öğretime hazırlık ödeneği için; bir asgari ücret, bir maaş veya daha fazlasını isteyenler; toplu sözleşmede yetki elindeyken asgari ücretin çeyreği olmayan rakamlara imza attı, çok büyük kazanımlar elde ettik diye masada pozlar verdi. Her ne kadar, eğitim çalışanları; yetkili sendika ve onun hükümet ortağı yancısının kendisini masada en ince ayrıntısına kadar düşünüp (!) çok büyük (!) kazanımlar elde ettiğini unutup yetkiyi ve büyüklüğü onlara verse de GOOGLE, tarih, imza altına alınan resmi evraklar ve zafer kazanmış kumandan edasıyla çekilmiş imza kareleri bu gerçekleri hep gün yüzünde tutuyor.
Öğretim ödeneği; yukarıda da belirttiğim gibi, kanun gereği eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfına dahil öğretmen unvanlı kadrolarda görevli olup fiilen öğretmenlik yapanlara (ilköğretim ve okul müdürleri ile yardımcıları, cezaevi okullarında çalışan öğretmenler, yönetici, eğitim uzmanı ve eğitim uzman yardımcıları dahil) ödeniyor. Bu ödemedeki amaç; öğretmenlerin, ilgi eğitim-öğretim yılına her anlamda hazırlanmasını sağlamak. Burada, öğretmen dışındaki eğitim çalışanlarının da bu ücreti alması gerektiği konusuna girmek istemiyorum. Çünkü, 657’in ilgili maddesi kimlere ödeneceği konusunu açıkça ifade etmiştir. Emimin (!); toplu sözleşmede böyle bir konuyu gündeme bile getirmeyen ve sendika kanununa %2 gibi kanunsuz bir maddeyi meclis eliyle ekleten ortaklar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 32. Maddesinde yapılacak bir değişiklik için veya yetkili olarak katılacakları Toplu Sözleşme masasında gerekli mücadeleyi vererek kazanım elde edeceklerdir.
Peki, bu ödenek yeterli midir? 6. Dönem Toplu Sözleşme Mutabakatı 2022 yılında imza altına alındığında bile eğitim çalışanlarının beklentisini karşılamışken bugün ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik şartlar göz önüne alındığında 1400 TL kabul edilebilecek bir rakam değildir. Öğretmen; liderdir, örnektir, öncüdür, yenilikçidir, gelecektir, çağa ve çağın gereğine uymak zorundadır. Sınıfta, karşısına çıktığı öğrencisi için rol modeldir. Dolayısıyla, her anlamda kendisini yenilemek durumundadır. Bu nedenle; öğretmenin, eğitim-öğretime hazır olması için ödenen “Öğretime Hazırlık Ödeneği” en az bir maaş olmalıdır. Ki öğretmen kendisini geliştirmek adına bir faaliyet yapabilsin, branşına uygun kaynak, teknolojik araç gereç, donanım temin edebilsin veya sürekli göz önünde olan öğretmen, mesleğinin gereklerine uygun yeni kıyafetler alabilsin. Günümüzde, bağımsız kuruluşlar tarafından yapılan araştırmalara göre yoksulluk sınırı 34 bin lira. Yoksulluk sınırının altında maaş alan ve geçim derdine düşmüş öğretmene ödenecek 1400 TL’yi bırakın, bir asgari ücret tutarında “Öğretime Hazırlık Ödeneği” bile bir yaraya merhem olmayacak, öğretmenin gelişimi adına bir katkı sunmayacaktır. Dolayısıyla, amacına da ulaşmayacaktır.
Temennim odur ki, 7. Dönem Toplu Sözleşmeye hazırlandığımız şu günlerde; öğretime hazırlık ödeneği en az bir maaş olacak ve tüm eğitim çalışanlarına ödenecek şekilde masaya getirilir. Böylece, her yıl kimin bu ödeneği alacağı ve ne kadar alacağı konusu da gündemimizden kalkmış olur.
Eğitim Gücü Sen Genel Başkan Yardımcısı
İsmail AKDAĞ