Hal böyle iken öğretmenlerimiz yaz tatilinde kanuna aykırı biçimde ve zorla eğitim programlarına tabi tutulmuştur. Eğitimin içeriği ise öğretmenlerimizin kişisel ya da mesleki gelişimine en küçük katkısı bulunmayan konulardan oluşturulmuştur. 06 Eylül 2022 tarihi itibariyle Milli Eğitim Bakanlığının basın bülteni olarak sunduğu bilgiye göre sınava başvuran 614 bin öğretmenden sadece 540 bin öğretmen yaz tatilinde verilen eğitime katılmıştır. Belirtildiği şekliyle 80 bine yakın öğretmen eğitime ya katılmamış ya da eğitimi tamamlayamamıştır. Öğretmenlik Meslek Kanunu ve buna bağlı Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’ne göre eğitim programını tamamlamayan öğretmenler, sınavda başarılı olsa dahi uzman öğretmen veya başöğretmen unvanlarına sahip olamayacaktır. Bakanlık daha önce eğitim programlarının tamamlanması için kesinlikle süreyi uzatmayacağını duyurmuş olmasına karşın, bugün öğretmenlere ek süre verildiğini duyurmuştur.
Konuyla ilgili olarak öğretmenler, yaklaşık 1 aydır sosyal medya ve diğer mecralardan sesini duyurmaya çalışırken Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığının duyarsızlığı, öğretmenin sesine kulak tıkaması, meslek kanunu ve kariyer basamakları sisteminin uygulanmaya konulması; kendini zaten değersiz hisseden öğretmenlerin daha da değersiz hissetmesine neden olmuş ve haklı tepkisine yol açmıştır.
Yetkili sendika ile üye sayısı bakımından ikinci büyük sendikanın bu konuya ilişkin duyarsızlığı veya konuyla ilgili çekinik kalmaları, öğretmenlerin ilgili sendikalardan istifa kampanyası yürütmelerine neden olmuştur. Seminer çalışmalarının başladığı ilk iki günde 10 binlerce öğretmenin bu iki sendikadan istifa ettiği bilgileri gelmektedir. Görünen o ki istifalar da devam edecektir. Beklentimiz Türkiye Büyük Millet Meclisinin acilen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu tam manasıyla bir meslek yasası haline getirecek değişiklikleri sağlaması ve kariyer basamakları sınavının iptal edilmesi ile öğretmenlerin huzursuzluğunu gidermesidir.
Artık Hükümet ve Bakanlık öğretmenlerin talebini ciddiye almalıdır. Sahadan kopuk, öğretmen kökenli olmayan Milli Eğitim Bakanının “yaptım, oldu” dayatması gözden geçirilmelidir.
Eğitim Gücü Sen olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Kariyer Basamakları Yönetmeliği’ne yönelik üç ayrı dava açtık, CİMER ve siyasi partiler ile bürokratlara e-Posta etkinliği düzenledik, iki defa Ankara’da basın açıklaması yaptık ve kariyer basamakları sınavlarını boykot kararı aldık.
Eğitim çalışanlarımızın özlük haklarının yasal olarak güvenceye alınması, geliştirilmesi ve savunulması konusunda sağlam duruşundan taviz vermeyen sendikamız öğretmenlerimizin özlük haklarının güvencesi olan, liyakat ilkesinin gözetildiği, öğretmenlik mesleğine hakkını veren bir meslek yasası oluşturulana dek öğretmenlerimizin haklı tepkilerinde yanlarında olmaya devam edecektir.
Oğuz ÖZAT
Eğitim Gücü Sen Genel Başkanı