Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri, Özel Eğitim gereksinimli bireylerin eğitimi üzerinden istismara dönüşmüş, kamu zararı haline gelmiştir.
Aylık 1 Milyar TL'ye yakın para devletin kasasından bu kurumlara aktarılıyor.
Rehabilitasyon Merkezleri ise kurum giderlerini minimuma indirerek bu işi kazanç kapısı haline getirmiş, eğitimi ikinci planda tutmuşlardır.
Siyasi ve bürokratik güçleri kullanarak yetkin olmayan kişileri, yasal olmayan şekilde çalıştırıyorlar. Öğretmenlik mezunu olmayan lise mezunlarını derse sokuyorlar. Kaçak çalıştırıyorlar.
Çalıştırdığı personele asgari ücretin altında maaş veriyorlar.
Personeli, insani olmayan mesailerle sömürüyorlar.
Hatta tanımlama uygulamalarını bile siyasi güçle iptal ettirebiliyorlar.
Bu merkezler ne yaptığı belli olmayan bir yapı haline dönüşmüştür.
Özel Eğitim Gereksinimli Bireylerin eğitimi ve öğretimi konusunda, Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinin nasıl bir çukura düştüğünü, ilgili bürokrat ve bireyin yakınları çok iyi bilmektedir.
Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinin sahiplerini araştırırsanız çoğu iktidar partisinin milletvekili, il, ilçe yöneticisidir. Hatta il ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde üst düzey görev alan kişilerle ortaklıklar kurulmuştur. Eğitim ikinci plana atılmış, kapital, iğrenç bir düzen kurmuşlardır.
Özel gereksinimli bireylerin eğitimi önemlidir, insanidir. Suistimal edilemez.
Rehabilitasyon merkezleri millileştirilmeli ve devlet okulları olmalıdır. Bu şekilde hem kamu zararı kaldırılır hem de bu merkezden sahiplerinin yaptığı istismar, sahte işler ortadan kalkar.
Bu durum, bu bugüne kadar hiç kimsenin dile getirmediği bir konudur.
Eğitim Gücü Sendikası olarak Rehabilitasyon Merkezlerinin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı, kamu kurumları olması artık kaçınılmaz olduğu kanaatindeyiz.