Halen yürürlükteki mevzuata göre; Analık izni 657 sayılı Kanunun 104/A maddesinde düzenlenmiş ve "Kadın memura; doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı hafta süreyle analık izni verilir. Çoğul gebelik durumunda, doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki hafta eklenir." hükmü ile kadın memur ve öğretmenlere tekil gebelikte doğum sonrası 8 haftalık izin hakkı tanınmıştır.
İzin süresinde annenin ihtiyaçları, yeni doğmuş bebeğine dönük bakım ve bağlılık özellikleri ile yine annenin duygusal ve fiziksel yoğunlukları göz ardı edilmiştir. Çocuğun en önemli gelişim evresi olan, en çok ilgiye, fiziksel ve duygusal ihtiyaçlara gereksinim duyduğu bu dönemde annesinden ayrı kalması uygun değildir. Bebeğin süt ve bakım ihtiyacının yanında, duygusal bağlılık için de en önemli dönemin 0-2 yaş olduğu bilimsel bir gerçektir.
Memur ve öğretmen zorlaşan ekonomik şartlarda ücretsiz izne ayrılamamaktadır. Kendisinin ve çocuklarının ihtiyacı için çalışmaya mecbur haldedir. Kanunen hakları olan süt izni ise bazı idareciler tarafından mesnetsiz şekilde engellenmektedir.
Biliyoruz ki aile toplumun temeli ve direğidir. Bu doğrultuda, 2025 yılı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın tensipleri ile “Aile Yılı” ilan edilmiştir. 2025 yılında, ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik çeşitli etkinlikler ve projeler planlamış ve hayata geçirilmeye başlanmıştır. Bu doğrultuda; Kadın öğretmen ve memurlara doğum sonrası en az 6 ay ücretli doğum izni verilecek şekilde mevzuatın değiştirilmesini Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası olarak TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'na ve Siyasi Partilere ilettik.