Eğitim Gücü Sen Genel Sekreteri Sinem AKŞEMSETTİNOĞLU yaptığı basın açıklamasında eğitimin kanayan yaralarından birine daha vurgu yaptı.
AKŞEMSETTİNOĞLU “Cumhuriyetimizin 100. Yılında, eğitim yüzyılında hala 40-50 kişilik sınıf mevcuduna sahip okullarımız olduğunu biliyor muydunuz?
Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı faklı seviyelerde binlerce okulda eğitim- öğretime devam edilirken yüzlerce veli ve öğretmen günümüzde hala kalabalık sınıflardan şikayetçi. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerden tutun da, küçük şehirlerden köy okullarına kadar 40’ın üzerinde öğrenciyle, birleştirilmiş sınıflarla ders işlenmeye çalışılıyor. Veliler çaresiz, adrese dayalı sistemle kayıt yaptırmak zorunda kaldıkları çocukları seçemedikleri okul ve sınıflarda 40-50 kişiyle eğitim almaya mecbur kalıyor. Özel okul ücretleri 200 bin tl ile 700 bin tl arasında değişirken özel okul alternatifini bile birçok veli düşünemez olmuş. 40-50 kişilik sınıflarda, 40 dakikalık derste hangi çocuğa ne kadar zaman ayrılabiliyor? Bu çocuklar verilen dersten ne kadarını öğrenebiliyor? Eğitime hazır ortam 40-50 kişiyle nasıl sağlanıyor? Veliler şikayetçi, öğretmenler şikayetçi…
Öğretmenlerimiz kalabalık sınıflarda ders anlatmaya fırsat bulamıyor, sınıfta yoklama almak bile 15 dakika sürerken 40-50 kişilik sınıflarda hangi ara sınıf düzeni sağlanıp hangi ara ders işlenip değerlendirme yapılıyor? Veya gerçekten yapılabiliyor mu? 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’na göre “Birleştirilmiş sınıflar da dahil olmak üzere bir öğretmene düşen öğrenci sayısı 40’dan fazla olamaz” maddesi açıkken 40’ın üzerinde öğrenciyle şube açan okullar bunu nasıl yapabiliyor? Denetimler mi yetersiz? Yoksa göz mü yumuluyor? Peki 2024 yılı Türkiye yüzyılında hala 40 kişilik mevcuda izin verilen bir Kanun’la çalışmak eğitim yüz yılına yakışıyor mu? 40 kişilik sınıflarda toplumun, insanlığın temeli eğitim, kanunen sorun oluşturmuyorsa gerçekten verimli mi oluyor?
Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde özel okullar için sınıf mevcutları okul öncesi için 20, diğer sınıflar için 30 kişiyi geçmeyecek şekilde sınırlandırılıyorken devlet okullarında neden bu sınırlandırılma getirilmiyor? Devlet okullarında okuyan çocuklarımız için en az 10 öğrencilik fark sorun olmuyorken özel okullarda yapılan yoğun denetimler sayesinde mi sınıf mevcutları 30 kişiyi 1 kişi bile geçemiyor?
Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası olarak eğitimin ve eğitim çalışanlarının her problemine ses olmaya çalışıyoruz. İl gezilerimizde, bize ulaşan öğretmen ve velilerimizden görüyoruz ki hala eğitimin temel yapı taşlarında bile problemler var. Binlerce yeni mezun öğretmenimiz atanmayı beklerken, hala 40-50 kişilik sınıflarda tek öğretmenle ders işlenmesi anlamsızdır. 40-50 kişilik sınıflarda ne doğru düzgün sınıf düzeni sağlanır ne verimli eğitim verilebilir. Bizler kaybedecek tek 1 öğrencimizi, çocuğumuzu görmezden gelmiyoruz. Acilen yeni düzenlemeler ve denetimler yapılarak Türkiye yüzyılına uygun eğitim ortamları sağlanmalı, yeterli sayıda öğretmen ataması ile öğrencilerimiz hakkettiği, olması gereken koşul ve eğitime kavuşturulmalıdır.” şeklinde ifade etti.